
insanlar binlerce yıldır ayaklarını dış etkenlerden korumaya çalışmış ve bunun için başta deri parçaları vb şeyler sarmışlarsa da, bildiğimiz anlamda ayakkabı üretimi(sağ ve solu olan ayakkabılar) ve modasına öncülük edenler İÖ. 200'de Romalılardı. hatta o yıllarda bir ayakkabı loncası bile kurulmuştu. diğer yandan dünya kültür mirasları arasında İÖ. 8500'lerden kalma, yavşan kabuğu lifinden yapılma sandalet bile var. bir de hz. muhammed'e ait olduğu iddia edilen iki ayrı tek sandaletin görüntüleri yayımlandı geçenlerde medyada. ayakkabı her zaman tüm giyim kuşam ürünlerinden daha özel bir yere sahip oldu galiba. 30 yıldır masalsı ayakkabılar üretip tasarlayan manolo blahnik, "sadece bir ayakkabı ama, giyen kadının gerçek dünyadan kaçabilmesini, birkaç dakikalığına da olsa mutlu olabilmesini sağlıyorsa o zaman belki de ayakkabıdan öte birşeydir." diyor. pek çok kadın da bu görüşte. kadınların çoğu ayakkabı tutkunu ve ayakkabıyı bir anti-depresan olarak görüyorlar. yeni ve özgün bir ayakkabı her zaman keyif veriyor, herşeyi unutturuyor gerçekten.
buarada ilginç bir nokta şu ki, rönesansla beraber moda olan yüksek topukluları ilk kullananlar erkeklermiş. kadınların zaten uzuun eteklerden dolayı ayakkabıda herhangi bir farkılılığa bile ihtiyaçları yokmuş. ayakkabı terminolojisinden bir kaç örnek vermeden önce son bir not, bizde ayakkabı üretimi Fatih döneminde başlamış.

stiletto: italyanca hançer(stilo) kökü, 1950'lerde sivri ve yüksek topuklulara stiletto olarak isim verdi.
pabuç: farsça pa (ayak) ve puş (örten) kelimelerinden müteşekkildir.
galoş: aslında ispanyolca ahşap ayakkabının adı olan bu kelime eski yunancada kalon (ahşap) ve pous (ayak) kelimelerinin birleşimiyle oluşmuştur. bugünse naylon ayakkabı koruyucularına galoş diyoruz.
iscarpin: fransızca escarpin.
rugan: farsça revgandan gelir. parlak deri anlamındadır.
espadril: altı örgü ipten yapılmış ispanyol köylü ayakkabısıdır.
mokasen: kızılderili ayakkabısıdır. ikinci dünya savaşı sonrası tüm dünyada yagınlaşmıştır.
ve gelelim ayakkabı çeşitlerimizden çizme'ye. çizmenin eski türkçedeki karşılığı edikmiş ve çizmeyi ilk kullananlar göçebe halklarmış. ve avrupada çizme üretimin gelişip yaygınlaştığı tarih 1800'lere uzanıyormuş.
ayakkabıda pekçok marka var elbet. ancak hepsi herkes tarafından ulaşılabilir değil malumunuz. yoksa başdöndürücü bir ayakkabıyı gardrobunuza koymaktan sizi ne alıkoyabilir ki. beta bir taraftan özgün tasarımlar yapabilen ve öte yandan ulaşılabilir olan türk markalarından biri. her sezon her tasarımını

beta çok da ulaşılmaz bir marka değil demiştik, elbette burada yer almasının bir nedeni de ulaşılabilirliği kolaylaştıran bir outlet mağazasının olması ve orada işinize yarar birkaç parça bulabilecek olmanız.
bahsettiğim mağaza millenium outlet içerisinde yer alıyor. ankara'da yaşayan çoğu insan sanırım haberdardır millenium outlet'den. yanlış hatırlamıyorsam açılalı 1,5 yıl kadar oldu. İstanbul yolunda, carrefourre'un hemen yanında.
millenium outlet'de ben en fazla sevindiren mağaza tabii ki beta olmuştu. düzenli bir t

not: Dost yay. Gündelik Hayatımızın Tarihi ve National Geographic Eylül 2006 sayısından faydalanılmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder