Perşembe, Mayıs 27, 2010

beğendik

bir beğendiksever olarak, alıcı olmasam bile beğendik'in havasını solumak, şöyle bir dolaşıp çıkmak, önündeki banklarda oturup dinlenmek ya da bir arkadaşla sohbet etmek dahi keyif verir bana. bunda beğendik'in ankara'nın en eski ve ilk ciddi alışveriş merkezi olmasının, bu işi merkezde gerçekleştirmiş olmasının ve neredeyse çocukluğumuzdan diyebileceğim ilk gençlik yıllarımızdan olgunluk çağına gelişimize dek geçen sürece eşlik etmiş olmasının payı oldukça fazla.. tabii bunlara bir de temiz ve kaliteli ürün sunuyor olması ile birlikte tüketici memnuniyetini de en öncelikli konumda tutuyor olması da eklenince beğendik çoğu ankaralı için vazgeçilmez oluyor elbette.
bugün beğendik'ten bahis açma nedenim ise bir süredir uygulamakta olduğu dolunay kampanyası. her ayın bir günü yani dolunay günü beğendik, ürünlerinin ciddi orandaki bir bölümünü %50 indirimle satışa sunuyor. sadece o gün ve 18.00'den başlayarak. bugünün diğer bir özelliği ise beğendik'in her zamanki gibi 22.00'ye kadar değil 00.30'a yani geceyarısına kadar açık olması. işte bugün de o dolunay günlerinden biri. bunu kaçırırsanız üzülmeyin, bir sonraki dolunaya yetişirsiniz elbet.
ha bir de not: bu indirim gününün en keyifli taraflarından biri de unlu mamüller bölümünde, beğendik'in birbirinden lezzetli ve çeşitli ekmeklerini yarı fiyatına alabiliyor olmak, ya da o nefis yaşpastalarını, baklavalarını.. ımmmhh.. hangi birini sayalım. tabii bulabilmek için saat 18.00 i fazla geçirmemek faydanıza olacaktır.

Salı, Mayıs 25, 2010

uzunca bir süre önce kısa olması düşünülürek verilen ara'nın fazlaca uzaması her ne kadar ara'dan çıkıp sona varma sinyallerini hissettirdiyse de herkese, alışveriş günlüğü tutulmaya devam edecek efendim. ilgililerin bilgilerine...

Salı, Ocak 09, 2007

bordosiyah


bordosiyah yayınevini çoğu insan duymuş ve dahi görmüştür eminim. Hatta yayınlarını bir üretme faaliyetine kaynaklık etme potansiyeliyle tüketmiştir de.. Başlarda hepimizin dikkatini çoook ucuza sattığı yerli-yabancı klasik eserlerle çekti. Hatta çevirisine ulaşılamamış kimi eserleri de türk okurlara kazandırdı. Çeviri kalitesi belki bir standardı tutturamadı ve kimi çevirileri beğenilmedi falan ama genel olarak takdir edildi. İnce ve uzun şekilseline bile eleştiriler gelse de ben tasarımını da takdir etmiştim bordosiyah'ın. Şuan bu sayfaya konu olmasına sebep ise yine klasikler serisinden çıkan "masal" alt-serisi..
Özellikle birkaç yıldır kitap evlerinin çocuk reyonlarını da dikkatle inceleyen bir kişi olarak Bordosiyah yayınlarının herhangi bir kitabına hiç rastlamadığımı söyleyebilirim. Ta ki bugün tesadüfen -ilk kez- girdiğim Yankı kitap evinde görene dek.. Çocuk kitapları aslında çok da özen gösterilmeyen bir konu sanki. İnsanlar işportadan ya da bir kitap evinden bile alsalar kitaplar bozuk cümlelerle, anlatım hatalarıyla, imla hatalarıyla dolu olabiliyor. Oysa ortalık imladan, anlatımdan yoksun çocuklarla ve daha fecisi ilköğretim öğretmenleriyle dolu. Dolayısıyla çocuk kitaplarının kalitesi çok önemli ve seçiminde özen gösterilmeli. Bordosiyah'ta ilk ilgimi çeken tüm sayfaları (16 sf.) parlak kuşe kağıda basılı ve renkli-nitelikli çizimlerle süslü olan bir kitabın fiyatının nasıl bu kadar ucuz olabildiği konusuydu aslında. En "dandik" tabir edebileceğim, taklidin taklidi korsanın korsanı kitapları bile 1 ytl'ye bulamazken bahsettiğim niteliklere sahip bir kırmızı başlıklı kız ya da fareli köyün kavalcısı ya da Nasrettin Hocanın bir hikâyesi sadece 1 ytl idi. ancak sayfa sayısı 2 katına (36 sf.) çıktığında fiyat da 2 ytl'ye çıkıyordu ki bu da çok normal. Bir de biraz daha büyük, mesela 6-7-8. sınıf çocukları için olan daha da kalın seri vardı ve onun fiyatı da yine 2 ytl idi. İlk etapta 5 tanesini attık çantaya ve evde, yaptığımız tercihlerden fazlasıyla memnun kaldık. Kitaplarda yazım kurallarına hakkıyla riayet edilmiş ve ifadeler oldukça düzgün. Yankı Kitabevi'nin yerini merak eden olursa; Selanik Caddesinde Metropol Sinemasının çok yakınında olduğunu söyleyebilirim. İçeride yine çok uygun fiyatlı farklı çocuk kitapları da gördüm ama onları incelemeyi ve almayı başka bir zamana bıraktık biz. Bu arada yazdıklarımdan, bahsettiğim yerin bir çocuk kitapçısı olduğu izlenimi uyanmış olabilir bu yüzden her tür kitabın bulunduğu ufak bir kitapçı olduğunu da eklemek istedim.

Cuma, Ocak 05, 2007

yeni indirmeler

pek çok büyük marka ve mağaza asıl indirimlerine bayram sonu itibariyle başlamış durumda. başlıcaları ve belki en çok beklenenleri arasında
zara
mudo
boyner
park bravo
ykm ve benzeri mağazaları sayabiliriz. Ayrıca
polaris ve daniel hetcher da indirime girdiğini bildiğim markalardan.
Diesel ise yarın indirime girecek.
markaların indirimleri standart: "%50'ye varıyor". Bu indirim oranı gün geçtikçe artacak elbette ama aradığınız şeyi bulamayacak olma olasılığınız da yüzde ellinin çok çok üstünde olacak şüphesiz.

Salı, Aralık 26, 2006

indirmeler

kışın varlığını yeni yeni hissetmeye başladık, oysa geçmişte bize mevsimin artık bitmekte olduğunu hatırlatan indirim sezonu çoktaan açıldı da kapanacak bile.
artık mevsimin girmesini takibeden ayda indirim sezonu başlıyor neredeyse. mango müdavimleri bilirler; indirim başladı başlayalı henüz uğramadıysanız mağazaya, bu saatten sonra da uğramanızın pek bir anlamı olmayacaktır. ilk hafta mağazada oluşan kuyruklar sadece beklemeye cesareti ve vakti olanların oluşturduğu yığındı. sanılır ki herşey bedava. ardından gözüne bişeyler kestirip de beklemeye cüret edemeyenler aldı ilk gurubun yerini. şimdilerde sular durulmuş gibi. bu da pek hayra alamet değil aslında. çünkü dediğim gibi ikinci indirim postasına yani "%70'e varan" ibaresini vitrinlerde görene dek bu böyle devam edecek demektir. outlet mango'da da durum farklı değildi. lakin orda devam eden bir yoğunluk olduğunu tahmin ediyorum. bu arada gecikmiş bir övgü buradan mango outlet çalışanlarına gidiyor. çünkü başları her daim kalabalık olmasına ve bu kalabalığın normal mağazaların aksine yağmalama mantığıyla oraya buraya saldıran biz kadınlardan oluşmasına rağmen nasıl da güleryüzlü ve yardımseverler. of pof yok, ters cevaplar veren yok, asık suratlı yorgun ifadeler, bezik haller yok vs. kendilerini insanüstü performanslarından ötürü kutluyorum. aslında böyle araya sıkıştırılmış bir kutlama da pek şık olmadı ya, neyse. daha sonra telafi etmek üzere inşallah.
küt diye mango'dan girdik olaya ya indirimin bu denli olmasa da başını aldığı başka yerler de var tabii. ama şuanki kampanyalar daha çok kartlara yapılan güzellikler şeklinde. (ha mangoda bir de bu ay bonus'la 7'ye bölünüyor ki aldıklarınız, bu da her çeşitten almanıza yol açan başka bir faktör tabii.) mesela world'le alışveriş yaptığınızda 50 ytl üstüne 3 taksit ekleniyor, bonus'la 100 ytl üstüne 2 ekleniyor, finans'la 4 ay erteleme gibi bir alternatifiniz oluyor filan. yılbaşı ve bayramı bahane eden tükettirme canavarları tüketen insanı tüketen başka bişiilere dönüştürüveriyor. kimse alınmasın. ben de dahil.
ben mi? ben indirimi beklemeden o kadar çok alışveriş yaptım ki, indirimler bitene kadar çarşı pazar görmesem iyi olur diye düşünüyorum. ama düş ne kadar gerçek olur bilemiyorum.
biri beni durdursun lütfen.

Pazartesi, Kasım 13, 2006


zaman zaman kullandığımız ürünlerdeki, özellikle gıda ve kozmetik ürünlerindeki, katkı maddelerine takıyorum kafayı. kozmetik ürünlerinin neredeyse tamamında, gıda maddelerinin büyük çoğunluğunda var artık kaçınılmaz hale gelen ve çaktırmadan insanı farklı açılardan yok eden, öldüren, hafızasını elinden alan, vücüdunda biriken bu katkı maddeleri. renklendiriciler, tatlandırıcılar, kıvam arttırıcılar vs vs.
bu vesileyle dikkatimi çeken bir üründen bahsetmek istiyorum, gerçekten de katkısız olan bir reçel markasından. evet belki çoğu insan gibi siz de elimize geçen, evimize giren her ürünün zararlı katkı maddeleriyle işlendiği bir ortamda bir reçeli kurtarmanın çok da anlamlı olmadığını düşünebilirsiniz. aile içinde de bu tepkiyi alıyorum genellikle ama ben kurtarabildiğim kadarını kurtarmanın da anlamlı olduğunu düşünüyorum. cola, gazoz, hazır meyve suyu vb ürünleri artık eve sokmuyorum mesela. ya da cips kullanımımızı çok sınırlıyorum. hazır bisküvileri tüketmemeye gayret ediyorum. ev yapımı reçel kullanmaya çabalıyorum vs.
uzun lafın kısası, birgün evdeki reçellerin içindekiler'ini incelerken hepsinde "kıvam arttırıcı" tabir edilen pektin'e rastladım anacak binbirçiçek balıyla, onun hediyesi olarak, eve giren aynı marka vişne reçelinde b u maddenin olmadığını hatta üzerinde "Türkiye'de ilk defa 'continue- back' sistem ile katkısız üretim" şeklinde bir ibarenin de bulunduğunu farkettim. ve marketlerde binbirçiçek marka reçel aramaya başladım. tek bulabildiğim yine balın hediyesi olan erik reçeli idi. ayrıca tek başına satışa sunulmuş bir reçel çeşidine rastlayamadım maalesef.
umarım bundan sonra rastlamak ve almak mümkün olur. ve böyle bir üretim imkanı varken umarım diğer markalar da aynı şekilde üretime geçerler.

Pazar, Kasım 12, 2006

alışveriş notları

iki gün önce uğradım millenium outlet'e. beta'ya, koton'a ve benetton'a uğradım. e diğer mağazalara da göz attım tabii. önce millenium outlet notları...
beta'da aşağılarda bir yerlerde bahsi ve fotoğrafları yer alan çizmelerden vardı hâlâ. fiyatı 10 ytl daha düşmüş: 60 ytl'den satılıyor şuan. renk seçeneği bol.3-4 rengi var. bir de genel modeli aynı olmakla beraber aksesuvar olarak ipler ve şeritler yerine kapaklı bir cep kullanılmış olanları da mevcut. yazlıklar 30-40 ve 50 liralık gruplarda satılıyor.
koton'da hoş kışlık kabanımsı ceketler vardı; beğendiğim bir model 60 ytl idi. pahalı geldi tabii. erkekler için uygun fiyatlı pantolonlar vardı (30 ytl) 24 ytl'lik V yakalı kazaklar da fena değildi.
fahri kuz optik hâlâ uygun fiyatlı outlet gözlük satmaya devam ediyor. vitrininde ünlü markaların güneş gözlükleri 25, 50, 75, 100 ve 125 liralık gruplarda sergilenmişti. bu yaz başında oradan lacoste'un erkek modeli olan bir güneş gözlüğünü 50 ytl'ye ve 12 taksitle almıştık. outlet olmasının size yaratabileceği sıkıntı gözlüğün garantisinin olmuyor oluşu. ancak yine de tezgahtar arkadaş herhangi bir sorun yaşamamız durumunda kendilerine uğramamızı, sıkıntıyı gidermeye çalışacaklarını belitmişti. neyse ki bir sıkıntımız olmadı.
.........

bir de yeni açılan Kocatepe Soykan'dan bahsetmek istiyorum. daha önce demirtepe ve esat şubeleriyle çokca haşır neşir olduğumuz soykan oralarda pek içimi açmıyordu. biraz bakımsız, döküntü ve kirli bir havası vardı. ancak kocatepe soykan'a ayrı bir özen göstermişler sanki. hoş hâlâ inşaat koksa da ortam, temiz ve ferah görünüyor. fiyatları da oldukça uygun. yeri ise, camiinin yanına yapılan otopark+alışveriş merkezinin içinde/altında. kızılırmak sinemasının karşısından girişi var.