Pazartesi, Kasım 13, 2006


zaman zaman kullandığımız ürünlerdeki, özellikle gıda ve kozmetik ürünlerindeki, katkı maddelerine takıyorum kafayı. kozmetik ürünlerinin neredeyse tamamında, gıda maddelerinin büyük çoğunluğunda var artık kaçınılmaz hale gelen ve çaktırmadan insanı farklı açılardan yok eden, öldüren, hafızasını elinden alan, vücüdunda biriken bu katkı maddeleri. renklendiriciler, tatlandırıcılar, kıvam arttırıcılar vs vs.
bu vesileyle dikkatimi çeken bir üründen bahsetmek istiyorum, gerçekten de katkısız olan bir reçel markasından. evet belki çoğu insan gibi siz de elimize geçen, evimize giren her ürünün zararlı katkı maddeleriyle işlendiği bir ortamda bir reçeli kurtarmanın çok da anlamlı olmadığını düşünebilirsiniz. aile içinde de bu tepkiyi alıyorum genellikle ama ben kurtarabildiğim kadarını kurtarmanın da anlamlı olduğunu düşünüyorum. cola, gazoz, hazır meyve suyu vb ürünleri artık eve sokmuyorum mesela. ya da cips kullanımımızı çok sınırlıyorum. hazır bisküvileri tüketmemeye gayret ediyorum. ev yapımı reçel kullanmaya çabalıyorum vs.
uzun lafın kısası, birgün evdeki reçellerin içindekiler'ini incelerken hepsinde "kıvam arttırıcı" tabir edilen pektin'e rastladım anacak binbirçiçek balıyla, onun hediyesi olarak, eve giren aynı marka vişne reçelinde b u maddenin olmadığını hatta üzerinde "Türkiye'de ilk defa 'continue- back' sistem ile katkısız üretim" şeklinde bir ibarenin de bulunduğunu farkettim. ve marketlerde binbirçiçek marka reçel aramaya başladım. tek bulabildiğim yine balın hediyesi olan erik reçeli idi. ayrıca tek başına satışa sunulmuş bir reçel çeşidine rastlayamadım maalesef.
umarım bundan sonra rastlamak ve almak mümkün olur. ve böyle bir üretim imkanı varken umarım diğer markalar da aynı şekilde üretime geçerler.

Hiç yorum yok: