Salı, Kasım 07, 2006

kar bu kış büyük bir sürpriz yaptı gerçekten. cumartesi günü dışarı çıkmadan önce uzun bir hırka giyerken, "ya bu da biraz absürd mü duracak ne" diye düşünmüştüm. hani sıcaklarım falan diye de düşündüm beraberinde. fakat dışarı çıktıktan kısa bir süre sonra asıl absürdlüğün galiba sadece bir hırkayla dışarı çıkmak olduğunu farkettim. arkadaşlarla oturduğumuz sakarya çay ocağından çıktığımızda ise yağan karı gördüğümde inandım tabii ama inanamadım. kar yağıyordu. eve gidip de akşam beğendik'e kadar gitmek üzere tekrar çıkmam gerekince neredeyse lapa lapa yağan karın kocatepenin avlusunda -aşağıdan bakılınca, spotların ışığında ortaya çıkan- yarattığı o muhteşem sahnelerin etkisiyle bir müddet aval aval başım havada yürüdüm. sabah uyandığımdaysa zaten kenti kar kaplamıştı. neyse bu ani baskının kenti karla kapladığı sabah bizim ufaklık kar yemek için zorla bahçeye inip de geri geldiğinde ayaklarını yer yer ıslanmış görünce bir an önce bot-çizme benzeri bişey almanın gerektiğini anladım. karın öncesinde düşüncem bu işi indirimlere ertelemekti, çünkü şunun şurasında 15-20 gün sonra indirimler başlar diye düşünüyordum. bu durumda ilk işim o akşam 1 saatliğine uğradığımız ankamall'den bot bakmak oldu. alışveriş merkezindeki tüm çocuk mağazalarına ve çocuk reyonu olan mağazalara girdim. ve amaa ne yazık ki istediğim gibi birşey bulamadım. dikkat ederseniz "istediğim gibi" diyorum, yoksa bizimki her gördüğü pembe ve parlak şeyi beğeniyordu zaten. oysa ben, (bkz. aşağıdaki fotolardaki ceket-pantolon gibi) daha sonbahar havasında daha cool bir tarz arayışındaydım. tek bir ortak beğenimiz oldu; önce boynerde sonra panço'da sonra kanz'da falan da rastladığımız -sanırım markası okko'ydu -ki ben ilk kez duydum- çizmemsi, içi tüylü; gül kurusumsu pembe ve bordomsu kırmızı renklerinde ittifak ettiğimiz ayakkabılar... onların da numarası uyuşmadı ayakla, içime de sinmemişti zaten bıraktım. fiyatı 50 ytl. aman efendim aslında 50 ytl verilmez de işte mecbur kalınca veriyor insan. yoksa ben betadan 50 ytl'ye koooskoca çizme almış adamım. verir miyim dünün okko'suna 50 milyon eski türk lirası. benim şahsen tek beğendiğim modelse zara'daki koyu yeşil çizmelerdi. ama hanfendi ona iğrenç dedi zaten 100 milyon eski türk lirasıydı kendileri. hiç denemedik bile. zara'nın kalitesi konusu hep şüphelidir zaten. hele ayakkabı konusunda hiç iddiası yoktur zannımca. ama bunu telafi etmeyi bilirler o ayrı. zaten bunun için rahatça alışveriş yaparım ordan. boyası çıkar aradan 1,5 ay geçmiştir götürür iade ederim pantolonu gık demeden alır paranızı verirler. yok 1 ayı geçirmişiniz yok çek verelim yok bu sizin hatanız falan denmez size. bir de nispeten özgün olması tercih ettirir zara'yı. yoksa kimse gidip de zara'dan aman çok kaliteli filan diyerek alışveriş yapmaz.
bir de deichmann var. ucuz ayakkabıcı. orada 30 ve 40 ytl'ye eh işte'lik şeyler vardı. elefanten'in ürünlerini satıyor aynı zamanda. ama elefanten'de de bişey beğenemedik biz. next'ten ümitliydim ancak sanırım onlar da henüz tam olarak kışlıklara geçmemişler ayakkabıda. hiçbişey yoktu. birşey alamadan çıkmış olduk böylelikle ankamall'den. bugün de beğendik'ten baktım ama orda da genesis'in işe yaramaz bir kaç çizmesi vardı sadece, çeşit olarak.. genesis'in çok beğendiğimiz bir modelini kullanmıştık aslında daha önce ama bu kez aynı performans yoktu modellerde.
artık nerden bakar, nerden bulurum bilmiyorum ama bakılabilecek her yere baktığımı sanıyorum.

Hiç yorum yok: